Medicana Sağlık Grubu Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu prostatın erken tanı alındığında daha az tehlikeli olduğunu ifade ediyor. Özellikle erkeklerde sıklıkla görülen prostat kanseri obez kişileri daha çok etkiliyor. Tüm kanser türlerinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan prostat kanseri yüzünden dünyada 288 bin civarında hasta olacağı ve buna bağlı olarak ölümlerin de 35 bin civarı olacağı düşünülüyor.
Obez olan bir kişinin daha riskli olduğu bu hastalıkta kanserin teşhisi için rutin muayeneler öneriliyor. Anadolu Ajansı'a konuşan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu, “1-30 Eylül Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Ayı” nedeniyle bu kanser hakkında açıklamalar yaptı.
Prof. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu, "Erken tanı ile prostat kanserinden tamamen kurtulma ihtimali diğer kanser türlerinden daha yüksektir. Bu nedenle ailesinde prostat kanseri öyküsü olanların 45 yaşından itibaren yılda bir kez rutin muayene ve tetkik yaptırması gerekir. Bunun yanında ailesinde prostat kanseri öyküsü olmayanların da 50 yaşından itibaren rutin kontrollerini yaptırması önem taşımaktadır" dedi.
Prof. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu, prostatın erkeğin üreme sisteminde mesanenin altında ve rektumun önünde yer alan bir bez olduğunu söyledi. Koyuncu şu bilgileri verdi:
“Yaklaşık ceviz büyüklüğünde olan bu bez ve üretranın (idrarın mesaneden boşaltıldığı tüp) bir kısmını çevreler. Prostat bezi meninin bir kısmını oluşturan sıvıyı üretir. Ulusal Kanser Enstitüsü'ne (NCI) göre, neredeyse tüm prostat kanserleri adenokarsinomlardır (mukus ve diğer sıvıları üreten ve salıveren hücrelerde başlayan kanserler)."
"Prostat kanserinin sıklıkla erken belirtileri yoktur. İlerlemiş prostat kanseri, erkeklerin daha sık idrara çıkmasına veya daha zayıf idrar akışına sahip olmasına neden olabilir, ancak bu semptomlar aynı zamanda iyi huylu prostat koşullarından da kaynaklanabilir. Prostat kanserine yönelik etkili tarama seçenekleri sayesinde hastalık genellikle yayılmadan önce yakalanır ve genel olarak bu kanser türü için hayatta kalma oranları iyidir”
Obezlerin daha çok risk altında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koyuncu prostat kanserinin, aile öyküsü ve etnik köken ile yakın ilişkisi nedeniyle kökeninde genetik yatkınlığın belirgin izlense de gerçek genetik geçişin sadece tüm prostat kanserlerinin yüzde 9'unda görüldüğünü belirtti.
Koyuncu "Bununla birlikte baba ve iki erkek kardeşte prostat kanseri varlığında prostat kanseri gelişme ihtimali %11,4 olarak bildirilmektedir. Genel olarak da tüm dünya erkeklerinin yaşamları boyu prostat kanserine yakalanma ihtimalinin %10 civarında olduğu bildirilmektedir" dedi.
Koyuncu, prostat kanserine yönelik risk faktörlerini tansiyon, bel çevresinin 102 cm'den fazla olması ve yüksek düzeyde alkol alımı olarak sıraladı. Koyuncu şöyle konuştu:
"Prostat kanserinde üzerinde durulması gereken en önemli konu ise erken tanı ile prostat kanserinden tamamen kurtulma (kür) ihtimali diğer birçok kanserden daha yüksek olduğunun farkında olunmasıdır. Bu amaçla prostat kanserinin erken yakalanması için erkekler periyodik olarak tetkik edilmelidir. Tüm Avrupa'da da kabul gördüğü üzere ailesinde prostat kanseri olanlarda 45 yaş itibariyle, ailesinde prostat kanseri olmayanlarda ise 50 yaş itibariyle yılda bir kez parmakla prostat muayenesi ve kanda PSA tayini ile tarama yapılmalıdır.”
Temiz ve dengeli beslenmenin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hasbey Hakan Koyuncu, “Şişmanlıktan kaçınmak için dengeli ve sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, sigara içmemek prostat kanserinden korunmak için altın kurallardandır. Tüm bunlarla birlikte erkeklerin çekinmeden yılda bir kez rutin muayeneleri yaptırmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.