Botoksun doğal alternatifi! Yılan zehiri cilde faydalarıyla şaşırtıyor
Yılan zehiri, kırışıklıkları azaltma potansiyeli ile dikkat çekerken, Botoks ile arasındaki farklar da merak ediliyor. Uzmanlar, yılan zehirinin anti-aging etkilerini değerlendirirken, dikkat edilmesi gereken yan etkilerine de dikkat çekiyor. Peki yılan zehiri zararlı mı? Botoks yılan zehiri mi?
Yılan zehiri peptidi, içinde birçok enzim barındıran bir protein türüdür. Bu peptid uygulandığı bölgedeki kasların kasılmasını önleyerek, yeni çizgilerin oluşumunu engeller. Cildin belirli bir süre hareketsiz kalması, cildi yeniler ve onarır.
Yılan yağı ile yapılan masajlar ise kasları rahatlatır ve gevşetir. Ayrıca eklem iltihaplarını azaltarak ağrıyı hafifletir. Bu nedenle artrit gibi kronik eklem rahatsızlıkları olanlar arasında yılan yağı kullanımı oldukça yaygındır. Yılan yağı cilt bakım ürünlerinde de yer alır ve cilt sağlığını korumaya ve iyileştirmeye yardımcı olur.
YILAN ZEHİRİ CİLDE FAYDALARIYLA ŞAŞIRTIYOR
Nörotoksik kobra yılanı zehiri, içerdiği birçok protein ve polipeptit sayesinde bir insanı hızla öldürebilecek etkide bir madde. Bu zehir, kimyasal silahların ayrıştırılmasında, kanser hastalarının kemoterapilerinde, doping skandallarında ve kozmetik ürünlerde kullanılıyor. Çok nadir bulunan ve pahalı bir madde olması da cabası.
Yılan zehirini zararlı olarak düşünmek oldukça yaygın, ancak aslında cilde uygulandığında anti-aging faydaları sunabiliyor. Bazı insanlar, bu zehirin Botox'tan bile daha etkili olduğunu iddia ediyor! Uzun yıllar süren araştırmalar, yılan zehirinin kas aktivitelerini geçici olarak engellediğini, bu sayede ince çizgilerin ve kırışıklıkların oluşumunu önlediğini ve mevcut olanları azalttığını gösteriyor.
Kozmetikte kullanılan kobra yılanı zehiri, Botox enjeksiyonları ve kırışıklık tedavileri için alternatif olarak pazarlanıyor. Bu madde, yaşlanma belirtilerine karşı savaşmak için çeşitli ürünlerde bulunuyor ve herhangi bir nemlendirici veya yaşlanmayı önleyici kremle birleştirilebiliyor. Üreticiler, bu ürünlerle kullanıcıların pahalı enjeksiyonlara ihtiyaç duymadan Botox'un tüm avantajlarından yararlanabileceğini öne sürüyor.
Zamanla göz çevresindeki kırışıklıklar ve ağız şekli, yüz kaslarının tekrarlanan hareketlerle daralmasından kaynaklanıyor. Gülümseme, kahkaha ve kaş çatma gibi ifadeler ciltte gerginlik yaratıyor ve sonunda çizgilerin oluşmasına neden oluyor. Çünkü cilt elastikiyetini kaybediyor ve eski haline geri dönemiyor.
Bu tür kozmetik ürünleri kullanmadan önce dikkatli olmak önemli. Herkesin olumsuz yan etkilerle karşılaşmayacağı düşünülse de, ilk kullanımlarda aşırı dikkat edilmeli ve ürünün etkileri gözlemlenmelidir. Çünkü yılan zehiri, zeytinyağı gibi cilt sağlığını destekleyen diğer maddelerle aynı şekilde çalışmaz. Bu ürün, dokulardaki nöron iletişimini hedef alır. Eğer yanlış kullanılırsa veya fazla uygulanırsa, yüz kaslarınızda uzun vadeli sorunlara yol açabilir.
BOTOKS YILAN ZEHİRİ Mİ?
Botoks yılan zehiri mi? Herkesin merak ettiği sorunun cevabı Dr. Mustafa Karataş'tan geldi. Karataş botoksun yılan zehiri olmadığını söylüyor. Aslında botoks, Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksin. Bu bakteri, yeterince pişirilmemiş veya piştikten sonra sıcaklık altında bırakılan etlerde oluşarak gıda zehirlenmesine neden olabiliyor. Ancak botoks, mimik kaslarını geçici olarak paralize etmek için özel olarak formüle edildiğinde zararsız bir hale geliyor.
Bu toksin, sinir ile kas arasındaki iletişimi geçici olarak engelleyerek çalışıyor. FDA onayı olan Allergan firması tarafından geliştirilen botoks, şimdiye kadar dünya genelinde milyonlarca hastaya uygulanmış güvenli bir tedavi yöntemi. Dr. Karataş, botoksun etkilerinin pek çok klinik araştırmayla kanıtlandığını ve yan etkilerinin olmadığını belirtiyor.
YILAN ZEHİRİ HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİYOR?
Yılan gibi zehirli hayvanların ısırıklarının, insanlar için ölümcül sonuçları olsa da, bu hayvanların zehirlerinden birçok hastalığa karşı ilaç üretiliyor. Peki, bu ilaçlar nasıl yapılıyor?
Belçika'nın Liège şehrindeki bir araştırma merkezi, dünyanın dört bir yanından getirilen zehirli hayvanları toplayarak bu hayvanların zehirlerinden örnekler alıyor. Toplanan örnekler, çeşitli işlemlerden geçiriliyor ve testlerde kullanılıyor. Bu çalışmalar, şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları, alerjiler ve obezite gibi durumlar için tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlıyor.
ALPHA Biotoxine Firması'nın CEO'su Rudy Fourmy, Orta Amerika'dan getirilen bir kertenkeleye ait zehiri çıkarırken, daha önce bu hayvanın zehirine benzer bir türle şeker hastalığını tedavi etmeye yönelik bir ilaç geliştirdiklerini belirtiyor.
Belçika'nın güneyinde bulunan bu ilginç çiftlikte yaklaşık 200 tür zehirli hayvan bulunuyor. Araştırmalarda kullanılan hayvanlara özenle bakılıyor ve daha önce panzehir üretiminde kullanılan hayvanlar, artık farklı bir işlev üstleniyor.
Rudy Fourmy, firmalarının faaliyetlerini şöyle açıklıyor: “Öncelikle zehirlerin içindeki maddeleri tanımlamaya çalışıyoruz, ardından da tedavi amaçlı iyileştirici etkilerini araştırıyoruz.” Liège Üniversitesi'nden kimyacı Loic Quentin ise, güçlü ve etkili zehirlerin ilaç yapımı için büyük bir potansiyel taşıdığını vurguluyor.
Bir Avrupa araştırma projesinde görevli bilim insanları, 203 hayvan türünden elde edilen zehirleri tanımlamak için karmaşık yöntemler kullanıyor. Bu süreçte 4.000’den fazla yeni mini protein türü keşfedilmiş. Farklı zehir türleri tanımlandıktan sonra, biyolojik ve sentetik karmaşık işlemlerden geçiriliyor.
CEA Saclay Firması'ndan kimyacı Gilles Mourier, tanımlama sürecinin ardından yaptıklarını şöyle açıklıyor: “Bu sürecin sonunda bir reçine elde ediyoruz. Elde ettiğimiz bu sentetik maddeye son bir işlem daha yaparak teste hazır hale getiriyoruz.”
İLACIN GELİŞTİRİLME SÜRESİ 15 YILI BULUYOR
Elde edilen zehirli maddeler, sistemde belirli moleküler hedeflerle birlikte ekrana yansıtılıyor. Araştırmacılar, hayvan zehirlerinin bazı hastalıkları tedavi etmede kullanılabileceğini düşünüyor. CEA Saclay firmasında farmakolog olan Nicolas Gilles, özellikle şeker hastalığı ve obezite üzerine yoğunlaştıklarını, bu hastalıklar için yeni ilaçlar geliştirmek istediklerini ifade ediyor. Nicolas Gilles, araştırmaların ilerleyişini şu şekilde açıklıyor: “Keşif ve zehir tanımlama aşaması genellikle 2-3 yıl sürüyor. Yeni ilaçların geliştirilmesi, test edilmesi ve sertifika alarak ticari satışa hazır hale gelmesi ise yaklaşık 10-15 yıl alıyor.”
Sağlıkla ilgili bu gelişmelerin yanı sıra, araştırma görevlileri insanların geçmişte korktuğu bu zehirli hayvanlara karşı bakış açısının değişeceğini düşünüyor. Rudy Fourmy, bu konuda pek düşünülmeyen bir noktaya dikkat çekiyor: “Bu hayvanların çoğu tehdit altında. Kaçak avlanma, doğal ekosistemlerine ciddi zarar veriyor. Eğer bu hayvanların insan sağlığına faydalı olabileceğini gösterebilirsek, onları daha iyi koruma altına alabiliriz. Bu durum, insan sağlığının gelişimine de katkı sağlar.”
Editör : Elif Demirtaş Bilir